BEDELLİ ASKERLİK YASA TEKLİFİNİN İNCELENMESİ

CHP’nin TBMM’ne verdiği bedelli askerlik yasa teklifi 28 yaşını doldurmuş olan ve bugüne kadar askerliğini her ne sebeple yapamamış olan kişileri kapsıyor. Buna göre yıllık geliri 12.000,00 TL’nin altında olanlar hiçbir bedel ödemeksizin 21 gün silah eğitimi aldıktan sonra terhis edilerek askerliklerini yapmış sayılacaklar. Yıllık geliri 12.000,00 TL’nin üzerinde olanlar ise 7.500,00 TL ile 15.000,00 TL arasında değişen bedeller ödeyerek 21 gün silah eğitimi aldıktan sonra terhis edilerek askerliklerini yapmış sayılacaklar.

Bedelli askerlik yasa teklifi bedel alınsın ya da alınmasın Anayasa’nın eşitlik ilkesi ile askerliği bir hak ve aynı zamanda yükümlülük sayan hükümlerine tamamıyla aykırıdır. İnsan doğuştan birbiriyle eşit olmasına karşın kendi icat ettiği para ve onun üzerine kurulu olan ekonomik düzen insanlar arası eşitsizliği doğurur. Bu eşitsizlik parasal gücü olmayan geniş toplum kesimlerini daima olumsuz etkiler.

Türkiye’nin dünyadaki on altı çatışma bölgesinden on iki tanesine doğrudan komşu olması, yoğun terör eylemleri ile karşı karşıya kalması, Kıbrıs’da sadece ateşkes antlaşması ile çatışmasızlık ortamını sürdürüyor olması ve Ege Denizi’nde kıta sahanlığı için “Casus Belli” kararının bulunuyor olması ciddi tehditler içerisinde bulunduğunun bir göstergesidir. Bu tehditlere karşı geliştirilecek caydırıcı gücü yüksek politikaların başarılı olabilmesi millet olarak bu politikaların bir parçası olunmasına ve her bireyin buna destek olmasına bağlıdır.

Askerlik, ülke savunması için ve daha özelde kişinin kendi ailesinin geleceği ve güvenliği için bir görev olarak kabul edilmesi bilinciyle bugüne kadar herkese eşit olarak yaptırılan bir anayasal görev olmuştur. Bedelli askerlik bu bilinci yok edecek ve bu görevin parası olmayan insanların yapmakta zorunlu olduğu bir iş olarak algılanması sürecini başlatacak son derece tehlikeli bir adımdır.

Bedelli askerlik yasa tekliflerinin belirli sürelerle çıkartılması aynen vergi, imar ya da sosyal güvenlik pirim aflarında olduğu gibi bedelli askerlik yasalarını bekleyen, ulusal bilinçten yoksun bir kitlenin daha da kalabalıklaşmasına neden olacaktır. Her seçim döneminde gerek yasaların kendilerine verdiği fırsatları kullanarak gerekse fiilen askerlik hizmetinden kaçarak askere gitmemeyi başaran bu kitle bedelli askerlik uygulamasının tekrarlanmasını talep edecektir. Bunun sonu bedelli askerliğin sürekli olarak yasalaşmasına kadar gider ki bu durumda halkın devlete karşı duyduğu adalet duygusunu tamamen sarsar.

Askere giderek yurt savunmasında üzerine düşeni yapan gençlerimizin sağladığı güvenlik ortamında yaşamayı içine sindirebilen bedelli askerlik beklentisi içindeki bu kitlenin gelecekte üstlenecekleri sorumluluklarda da kişisel menfaatlerini ülke menfaatlerinden üstün tutacaklarından şüphe edilmesin.