…………CEZA MAHKEMESİ’NE
(Yürürlüğün Durdurulması İstemlidir)
DOSYA NO :
SANIK/ŞİKÂYETÇİ :
MÜDAFİ/VEKİLİ :
TALEP KONUSU : Temyiz/istinaf başvurusuna harç alınmasını düzenleyen 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı kanunun 12. ve 13. maddesindeki bazı hükümlerin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yürürlüğün Durdurulması İstemiyle Anayasa’nın 152. maddesine göre iptal başvurusunda bulunulması talebidir.
AÇIKLAMA :
31.03.2011 tarihinde 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun yürürlüğe girişinden sonra müdafi/vekil olarak bakmakta olduğum …….ceza Mahkemesi’nin ……esas sayılı dosyası karara çıkmış olup Sayın Mahkemenin vermiş olduğu kararı Yargıtay’a temyiz/Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf başvurusunda bulunmak üzere dilekçe verdim. Ancak yürürlüğe giren 6217 sayılı kanunla değişik 492 sayılı Harçlar Kanununun 13. maddesi uyarınca temyiz/istinaf harcı yatırmam istenmiş olup aksi takdirde temyiz/istinaf başvurumun kabul edilmeyeceği tarafıma bildirilmiştir.
Ceza yargılamasının her vatandaşımız için eşit olabilmesi için ücretsiz olması gerekmektedir. Kişinin hürriyetinin aleyhinde yargılamanın hızlandırılması ya da iş yükünün azaltılması yoluna gidilemez. Kişi hürriyeti ile yargılamanın hızlandırılması ya da iş yükünün azaltılması amacı bir biriyle yarışabilir talepler olarak değerlendirilemez. Temyiz ve istinaf başvuruları ceza yargılamasının ayrılmaz parçalarıdır. Bu sebeple yargılanan kişinin yargılamanın geri kalanı için kendisine tanınan kanun yollarına gidebilmesi için belli bir harç yatırmak zorunda kalması, maddi gücü oranında adalet arama hakkına sahip olduğu anlamına gelir ki bu durum maddi gücü olanla olmayan arasında eşitsizlik yaratır.
Bizim yargı sistemimizde ceza yargılamalarının bütün masrafı devlet tarafından karşılanır. Bu anayasanın sosyal devlet ilkesi gereği adalet hizmetlerinin herkese eşit şekilde verilmesi için bir zorunluluktur. Ceza yargılamalarında harç alınması hak arama özgürlüğünü kısıtlar niteliktedir. Harç alınacak ceza yargılaması başvuruları incelendiğinde zaten ekonomik açıdan bu ve benzeri paraları vermeyecek durumda olan insanların karşılaştıkları ceza yargılamaları olduğu görülür. Bu harçları yatıracak durumda olmayanlar haklarını arayabilmek için adli müzaheret talep etmek isteyeceklerdir. Ancak ceza yargılamaları için bir adli müzaheret müessesesi öngörülmemiştir. Eğer ceza yargılamaları için de adli müzaheret kurumu işletilmeye başlanacak olursa yapılacak başvurularda kişinin haklı olduğunu ispatlaması gerekecektir. Çünkü bugünkü adli müzaheret taleplerinde kişinin haklı olması ön koşul olarak aranmaktadır. Ceza yargılamasında adli müzaheret kararı verecek olan mahkeme ise önceden üstü kapalı temyiz incelemesi yapmış olacaktır.
İptali istenen kanun hükümleri öncelikle Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan 2. maddesindeki adalet anlayışı, insan haklarına saygılı ve sosyal bir hukuk Devleti ilkelerine aykırıdır. Ülke vatandaşlarına hürriyetinin söz konusu olduğu bir ceza yargılamasında yargılamanın tamamlanması için harç ödeme zorunluluğu getirilmesi bu maddedeki adalet anlayışı ilkesine aykırıdır. Hiçbir insan sonunda suçlu olup olmadığı önceden belli olamayacak bir yargılamadan maddi katkı istenerek yararlandırılamaz. Bu hem aynı maddedeki insan haklarına saygılı olma hem de sosyal bir hukuk devleti olma ilkesine aykırıdır.
Anayasamızın Devletin temel amaç ve görevlerini düzenleyen 5. maddesinde devletin amacının “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, çalışmak” olduğu ifade edilmiş olup; ceza yargılamasından harç alınması kişinin adil yargılanma hakkının adalet ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde ekonomik olarak sınırlandırılmasıdır.
Ceza yargılamasında harç alınması Anayasamızın kanun önünde eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesindeki “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” hükmüne de aykırıdır. Ekonomik farklılıkların olduğu bir ülkede ceza yargılamasından harç alınması bu harcı ödeyecek olan kişi ile ödeyemeyecek olan kişi arasında eşitsizlik yaratacağı gibi aynı Anayasa maddesinin “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz” hükmüne aykırı olarak harcı ödeyebilecek olan kişilere de imtiyaz tanınması anlamına gelecektir.
Ceza yargılamasından harç alınması temel bir hak olan adil yargılanma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Ceza yargılamasından harç alınması Anayasamızın 13. maddesinde düzenlenmiş olan temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlandırılacağına ilişkin “Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” hükmünü de ihlal etmektedir. Demokratik toplum düzeni her şeyden önce herkesin kanun önünde eşit olmasını ve adil yargılanma hakkına sahip olmasını gerektirir.
Anayasamızın 36. maddesine göre “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Ceza yargılamasında harç alınması kişiyi yargı mercileri önünde adil yargılanma hakkından mahrum bırakacaktır.
Anayasamızın 141. maddesine göre “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” Ceza yargılamasından harç alınması yargıya verilen davaların en az giderle sonuçlandırılması sorumluluğuna da aykırıdır.
Bu sebeple Sayın Mahkemenize yapmış olduğum temyiz/istinaf başvurusundan harç alınmasının hukuki dayanağını oluşturan 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı kanunun 12. ve 13. maddesindeki bazı hükümlerinAnayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa’nın 152. maddesine göre iptal başvurusunda bulunulması zorunluluğu doğmuştur.
İPTALİ İSTENEN İFADELERİN BULUNDUĞU KANUN HÜKÜMLERİ:
6217 Sayılı Kanunun 12. MADDESİ – 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan “açılan davalar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve kanun yolu başvuruları ile ceza mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yolu başvuruları,” ibaresi eklenmiştir.
6217 Sayılı Kanunun 13. MADDESİ – 492 sayılı Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “A- Mahkeme Harçları” bölümünün “Hukuk ve ticaret davalarıyla, idarî davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde” başlığında yer alan “Hukuk” ibaresinden sonra gelmek üzere “, ceza” ibaresi eklenmiş, “IV. Temyiz ve itiraz harçları” kısmı başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı Kanunun (2) sayılı Tarifesinin “II- Maktu harçlar” bölümünün (11) numaralı bendine “miras taksim mukaveleleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “mirasçılık belgesi,” ibaresi eklenmiştir.
“IV. Temyiz, istinaf ve itiraz harçları:
a) Yargıtay hukuk dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 90 TL
b) Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL
c) Danıştay’a yapılacak temyiz başvurularında 90 TL
d) Yürütmenin durdurulmasına ilişkin itirazlar dâhil olmak üzere bölge idare mahkemelerine itirazen yapılacak başvurularda 50 TL
e) Bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerine yapılacak istinaf yolu başvurularında 50 TL
f) Bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerine yapılacak istinaf yolu başvurularında 20 TL
g) İdarî yaptırımlar konusunda sulh ceza mahkemelerince verilen son karara karşı itirazen yapılacak başvurularda 20 TL
h) İcra mahkemelerinin kararlarına karşı itirazen yapılacak başvurularda 20 TL”
HUKUKİ NEDENLER :
İptal Başvurusunun Hukuki Dayanağı Olan Anayasa Maddesi:
7. Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi:
MADDE 152- Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
İptali İstenen İfadelerin Bulunduğu Kanun Maddelerinin Aykırı Olduğu Anayasa Maddeleri:
II. Cumhuriyetin nitelikleri:
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
V. Devletin temel amaç ve görevleri:
MADDE 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
X. Kanun önünde eşitlik:
MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7.5.2004–5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12.9.2010–5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
(Ek fıkra: 12.9.2010–5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması:
MADDE 13- (Değişik: 3.10.2001–4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
- Hakların korunması ile ilgili hükümler:
A. Hak arama hürriyeti:
MADDE 36- (Değişik: 3.10.2001–4709/14 md.) Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması:
MADDE 141- Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.
Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.
SONUÇ : Yukarıda sunulan nedenlerle; temyiz/istinaf başvurusuna harç alınmasını düzenleyen 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı kanunun;
a) 12. maddesindeki “ile ceza mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yolu başvuruları,” ibaresinin,
b) 13. maddesindeki “492 sayılı Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “A- Mahkeme Harçları” bölümünün “Hukuk ve ticaret davalarıyla, idarî davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde” başlığında yer alan “Hukuk” ibaresinden sonra gelmek üzere, “ceza” ibaresi eklenmiş” ibaresinin,
c) 13. maddesindeki “IV. Temyiz, istinaf ve itiraz harçları” başlığı altındaki “b) Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL” ibaresinin,
ç) 13. maddesindeki “IV. Temyiz, istinaf ve itiraz harçları” başlığı altındaki “f) Bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerine yapılacak istinaf yolu başvurularında 20 TL” ibaresinin,
Anayasanın 2, 5, 10, 13, 36 ve 141. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Yürürlüğün Durdurulması İstemiyle iptallerine karar verilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne Anayasa’nın 152. maddesine göre iptal başvurusunda bulunulmasını müvekkilim adına Sayın Mahkemeden talep ederim.
MÜDAFİ/VEKİL