SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ

ANKARA BAROSU YASA İZLEME ENSTİTÜSÜNE

KONU                   : 08.06.2012 Tarihli Görevlendirme İle İlgili Çalışmanın Sunulmasıdır

Sosyal Güvenlik Destek Primi Nedir:

Kısa adıyla SGDP olan sosyal güvenlik destek primi, özetle, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emekli aylığı almakta iken sigortalı bir işte çalışmaya başlayanlarla yine bunlardan kendi nam ve hesabına çalışanların ödedikleri prime verilen addır.

Böyle bir hükmün getiriliş amacının tamamen devletin istihdam politikası ile ilgili olduğu ve yaşlılık aylığı alan sigortalının-iştirakçinin geçimini aldığı aylıklarıyla sürdürmesi gerektiği ve işsizlere daha fazla istihdam sağlanılması için sosyal güvenlik destek primi uygulamasına geçildiği savunuluyor ise de böylesi bir savunmaya katılmamız mümkün değildir. Zira günümüzde uygulanan emekli aylıklarının, insan onuruna yaraşır asgari yaşama düzeyini ve emeklilerin ulusal gelirden hak ettikleri payı almalarını sağlayamadığı bu nedenle emekli olunduktan sonra da çalışmak zorunda bırakıldıkları su götürmez bir gerçektir.  Sosyal güvenlik destek primi uygulaması yalnızca avukatlar ve noterler yönünden değil yaşlılık aylığı almaya hak kazanmış ve fakat asgari yaşam standartlarını yakalayamadığı için çalışmak zorunda bırakılmış bütün emekçiler yönünden kanayan bir yaradır.  Sosyal güvenlik destek priminin sosyal devlet ilkesi ile bağdaştırılamayacağı yönündeki haklı eleştirilerimize daha sonra yeniden dönülecektir. Gelinen aşamada ise kısa adı SGDP olan ve içerikte bu şekilde anılan sosyal güvenlik destek priminin tarihçesine ve yasal düzenlemelere kısaca bakmak gerekir.   

Tarihçesi:

İlk kez 1986 yılında 3279 sayılı Kanunla Sosyal Sigortalar Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle sosyal güvenlik destek primi uygulamasına geçilmiş olup avukatlar ve noterler yönünden ise 25.08.1999 gün ve 4447 s.lı Kanunun 8. maddesi ile Sosyal Sigortalar Kanununun 63. Maddesi b fıkrasına “Bu kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken serbest avukat veya noter olarak çalışmalarını sürdürenlerin, sosyal yardım zammı dahil, almakta oldukları aylıklarından %15 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir” düzenlemesi eklenmiştir.

  1. Emekli Sandığı Yasasında SGDP’ye dair bir düzenleme bulunmaz iken 5510 S.lı Yasa’nın 30. Maddesinin 4. bendine (…) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tâbi faaliyete devam edeceğini beyan edenlerden aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan 80 inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi alınır.(…)” düzenlemesi getirilmiş, iş bu düzenleme ise Anayasa Mahkemesi’nin 15.12.2006 T. ve 2006/111 E., 2006/112 K. sayılı kararı ile üzerinden Kuralla, yaşlılık aylığı almakta iken Yasa’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yeniden çalışmaya başlayan sigortalılar için, önceden % 7,5 olan sosyal güvenlik destek primi % 14’e yükseltilirken; Yasa’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yeniden çalışmaya başlayan sigortalılar için % 10 olan oran, % 33,5 ilâ % 39’a yükseltilmektedir.

Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen sosyal hukuk devletinde, sosyal güvenliğin sağlanabilmesi için sigortalıların katkısı zorunlu bulunmakta ise de, bu katkının adil ve ölçülü olmasının da gözetilmesi gerekir.

Yasa’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki sigortalılar için öngörülen sosyal güvenlik destek primi oranları, anılan (b) bendi kapsamındaki sigortalılar yönünden sigorta primlerinin tamamının kendileri tarafından ödeneceği de gözetildiğinde, % 10 olan prim oranının  % 33,5 ilâ % 39’a yükseltilmesi makul ve ölçülü olarak kabul edilemez.

Kuralın “… 81 inci maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi alınır.” bölümü Yasa’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar yönünden Anayasa’nın 2., 5. ve 60. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.” gerekçesi ile iptal edilmiş bunun üzerine

5510 Sayılı Yasa geçici 14. Maddesi birinci fıkrası b bendine “Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından alınacak belgelerle doğrulamak kaydıyla faaliyette bulunulmadığına ilişkin süreler hariç olmak üzere çalışılan süreleri için, sosyal güvenlik destek primi oranı olarak bu Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde belirtilen hükümler uygulanır. Bu oran, bu maddenin yürürlüğe girdiği yılda % 12 olarak, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan artırılarak uygulanır. Ancak bu oran % 15’i geçemez.” düzenlemesi eklenmiş aşamada ise

17.01.2012 T. ve 6270 Sayılı Yasanın 14. Maddesi ile5510 sayılı Kanunun geçici 14 üncü maddesinin sonuna “2008 yılı Ekim ayı başından önce 5434 sayılı Kanuna göre emekli olup yine bu tarihten önce serbest avukatlık veya noterlik yapanların aylıklarından bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi hükümlerine göre sosyal güvenlik destek primi kesilir.” hükmü getirilmiştir.  

Değerlendirme

Sosyal güvenlik sistemleri, her ne kadar, insanların yaşlılık, hastalık, kaza gibi sebeplerle çalışma güçlerini kısmen veya tamamen yitirecekleri dönemlerde onlara ihtiyaç duyacakları geliri sağlayarak hayat standartlarını fazlaca düşürmeden yaşamlarını sürdürmelerine olanak sağlamak üzere kurulmuş sistemler olsa da, bugün ülkemizde, fonların iyi işletilememesi, sosyal ve ekonomik koşulların düşürdüğü yaşam standardı, yüksek oranlı enflasyon ve benzeri sebeplerle, sistemden sağlanan yardımlar yeterli olmamakta, emeklilik hakkını kazanmış pek çok kişi çalışmak zorunda bırakılmaktadır. SGDP’nin sosyal devlet ilkesine uygun bir uygulama olduğunu savunanlar ise, emeklilik sonrası çalışmaların emekli aylığının varlık sebebine aykırı bir durum yarattığını ve henüz emeklilik hakkı kazanmamış ve çalışmak zorunda olan diğer insanların çalışma olanaklarını sınırlandırdığını iddia edebilmekte, emekli aylığı alanların çalışmaya devam etmelerinin olumsuz bir durum yarattığını, bu durumun ortadan kaldırılması veya sınırlandırılması için SGDP kesintisi yapılmasının haklı olduğu sonucuna ulaşabilmektedir. Oysa Sosyal güvenlik destek primi kesintisi sistemin açık yükünün mevcut sigortalılara bindirilmesine yol açacak başlıca düzenlemelerden biridir. Yurttaşların emeklilik dönemlerinde de çalışmaya devam etmelerinin nedeni kazanma hırsı veya servet edinme arzusu değil, insan onuruna yaraşmayan yaşlılık aylığı ile geçinmek zorunda bırakılmalarıdır. Sosyal güvenlik destek primi kesintisi sosyal dışlayıcılık içeren, tüm emekli sigortalıların çalışma hayatı dışına itilmeleri sonucunu doğurabilecek bir kesintidir. “Sosyal devlet” ilkesi ile de bağdaşmaya SGDP sosyal devletin asli görevlerinden olan vatandaşların sosyal güvenlik haklarını sağlama ödevini gereğince yerine getirmesini engelleyerek vatandaşların sosyal güvenlik haklarını adil ve makul olmayan biçimde, ölçüsüzce sınırlamaktadır.

Kişilere sağlanan bu anayasal güvencelerin yaşama geçirilebilmesi için Devlet tüm çalışanlara sosyal güvenlik hakkını sağlamak ve bunun için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. SGDP uygulamasının temelinde yatan amaç ise emekli aylığı almaya hak kazandığı halde çalışmaya devam edenleri çalışma hayatından uzak tutmaktır. SGDP uygulamasının gerekçelerinden biri olarak ileri sürülen, emekli aylığı insanların çalışma güç ve isteklerini kaybettikleri dönemde ödenen bir aylıktır ve fakat günümüz şartlarında geçinmelerine yetmeyecek düzeydedir. Dolayısıyla emekli aylığı alanların çalışmamaları gerekir yaklaşımıyla ortaya çıkarılan SGDP uygulamasına katılmıyoruz. Yine, sadece insanların emekli aylığı alıyor olmaları onların çalışma güçlerini kaybettikleri anlamına gelmeyeceğinden SGDP uygulaması çalışma özgürlüğü ile de bağdaşmamaktadır. Başka bir ifade ile, emekli aylığı alıyor olmaları, karşılığa dayanan bir sosyal güvenlik sisteminden ödedikleri primlerin hak ettikleri karşılıklarını aldıkları anlamına gelir ki bu aylıklardan sonradan sonraya çalışmaya başladıkları gerekçesiyle kesinti yapılması kabul edilemez. Çünkü emekliler ilgili yasaların öngördüğü koşulları sağlayarak emekli aylığı almaya hak kazanmışlardır. Onların bir taraftan emekli aylığı alırken diğer taraftan da çalışmaya devam etmeleri, yasalarla sağlanan emeklilik haklarını kullanmalarına engel teşkil etmemelidir. Kaldı ki, bir emeklinin çalışma gücünün kalıp kalmadığına, ondan verim alınıp alınamayacağına öncelikle kendisi karar verecektir. Nitekim SGDP Anayasamızın 48 inci maddesindeki “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir’’ ve 49 uncu maddesindeki “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” düzenlemesi ile de bağdaşmamaktadır.   

Kaynaklar

  • Mehmet Korkusuz, Sosyal Güvenlik Destek Primi Nedir?,YMM,  www.mehmetkorkusuz.com
  • Sosyal Güvenlik Destek Primi Uygulaması,
  • http://www.isvesosyalguvenlik.com/anasayfa 
  • Resul ASLANKÖYLÜ, Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu, Nurol Matbaacılık, Ankara 2003
  • Anayasa Mahkemesi’nin 15.12.2006 T. ve 2006/111 E., 2006/112 K. Sayılı Kararı